12 adaları kim verdi?12 adalar ne zaman kaybedildi?

Öncelikle şunu belirtelim; Abdülhamid Han tahttan indirilmesi sonrası söz sahibi ve yönetim İttihat ve Terakkidedir. 


Dolayısıyla Lozan'ı imzalayanlar ve öncesinde Londra anlaşmasını imzalayanlar da aynı zihniyettir. Ama biz yine de uşi antlaşmasındaki adaların geri verileceği maddesini savunuyoruz. Ama gelin görün ki 1913 Ocak ayında darbe olmuş ve iktidara İttihat ve Terakki gelmiştir. İttihat ve Terakki iktidara gelince ilk işleri uşi antlaşmasındaki 6. Maddeyi bozmak olmuştur.  1913'te Londra antlaşması imzalanmış ve Ege adalarının kime verileceğini büyük devletlerin karar vereceği belirtilmiştir. Böylelikle uşi antlaşmasındaki Adalar Osmanlıya geri verilecek maddesi de bozulmuş oldu.


12 adalar 1912 Uşi antlaşması ile İtalya'ya geçici olarak bırakılmıştı. Uşi antlaşmasında 12 adaların Osmanlıya geri verileceği maddesi yer almaktadır. 


Uşi antlaşması  Madde 6, Osmanlı Devleti 12 adayı geri alacak; ancak balkan savaşları bitene kadar İtalya’nın elinde geçici olarak bulunacaktır. 


Gelelim Lozan antlaşmasındaki adaların verildiği maddeye;

Lozan anlaşması madde 15,, Türkiye adalar üzerindeki haklarından İtalya lehine feragat eder. (Demek ki adalar üzerinde hakkı varmış ki! haklarından diye belirtmişler)



Aslında burada amaç, kendilerini temize çıkarıp, olumlu kısımlarını kendilerine mâledip, olumsuz taraflarını kabullenmeyerek tüm suçu Osmanlıya yıkmaktır..


Adama sormazlar mı; padişahı zaten tahttan indirmişsiniz ve söz sahibi olmuşsunuz, nasıl oluyorda bitirdiğiniz Osmanlıyı o yıllarda tüm bu anlaşmalardan sorumlu tutabiliyorsunuz?.

  

Herkes bilir ki aslında Osmanlı fiili olarak Abdülaziz'e yapılan darbe sonrası bitmişti. Lakin Abdülhamid han, bu darbeci zihniyetle  ve darbeci zihniyetin sebep olduğu savaşlar sonrası yıkımı onarmak için 1909 a kadar çetin mücadeleler vererek Osmanlıyı ayakta tutmayı başarmıştır..


İttihatçılar her tahta geleni indirecek, indirme yetkisine gücüne sahip olacak yani söz sahibi olacaklar ve çıkıp diyecekler ki;. Ben antlaşmalardan ve toprak kayıplarından sorumlu değilim!! ...


Neyse, Sonrasına bakalım..

Adalar, 2. Dünya savaşı sonrası Almanya'ya kalmıştır. 


Almanya, Türkiye'ye bir teklif gönderir. Teklifte 12 adaları Türklere teslim etmek istiyoruz bu teklifimizik kabul edilip edilemeyeceğini bize bildirin denir. İsmet İnönü'nün kestirip atarak verdiği cevap enterasandır. 


İsmet İnönü; Adaları kayıtsız şartsız kullanmak üzere alabiliriz. Yoksa bu yüzden İngilizlerle Yunanlılarla ihtilafa giremeyiz. Diye cevap verir. 


Ardından adalar, 1947 Paris antlaşması ile o zamana kadar adaların hiç sahibi olmadığı Yunanistan'a bırakılır. 

İsmet İnönü Türkiye'yi bir savaşa sokmak istemediğini söylese de tamamen haksızdır.. En azından ne teklif edecekler diye karşılıklı konuşması gerekirdi. Türkiye'nin güvenliği söz konusu diyerek hakkını aramalıydı.. Elindeki bu son kozu ne pahasına olursa olsun kullanması gerekirdi.. 


Baştan İngiliz ve Yunanlar ile aramız bozulsun istemem. şeklindeki açıklaması ile zaten gerekli tavizi vermiştir. 

Tarih kitaplarında biraz araştırma yaparsanız, zaten İngilizlerden sürekli korktuğunu dile getirdiğini görmüş olacaksınız. 


İsmet İnönü, milli mücadeleye bile inanmayan bir insandı ve sürekli Amerika'nın mandası olmayı kabul etmeyi tek çare olarak görüyordu.. Bu tür düşüncelere sahip bir insanı lozana gönderirseniz,.elbette ki her türlü tavizi verecektir.


Atina hükümeti, 1936 yılında tek taraflı olarak Ege'de deniz yetki alanlarını 6 mile çıkardığını duyurdu ve o yıllarda kimsenin gıkı çıkmadı. Kimse karşı çıkmadı. Günümüzde yaşanan sorunların büyük bir sebebi geçmişte verilen tavizlerden kaynaklıdır. Yani aslında günümüze kadar gelen bu hukuksuz İşgal 1936 dan beri vardır. 


 

Yani nihayetinde, İsmet İnönü'nün verdiği tavizler ve korkakça yaklaşımları sonucunda Adalar Türkiye'nin elinden tamamıyla çıkmıştır.  


Koskoca Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olmuş, bu şekilde korkakça davranmak en azından korksa bile bunu taviz verecek şekilde belli etmemesi, bunu da dile getirmemesi gerekirdi. Türkiye'yi savaşa sokmak istemem deyip Başkasının toprağında gözümüz yok diyerek, İngilizlere, Yunanlılara yaranmak uğruna korkakça söylemler ve toprak kayıpları vermek bir Türk devlet başkanına yakışan şeyler değildir. 


Günümüzde ak parti verdi dedikleri adaların hepsi Lozan'da ve Paris antlaşması ile Yunanistan'a verilen Adalardır. Dileyen isimleri ile tek tek araştırma yapabilir. Lozan'da Türkiye'ye verilen adalar bellidir. Bozcaada ve Gökçeada. 

internette, "lozan antlaşmasında türkiyeye verilen adalar" diyerek aratma yaparak ulaşabilirsiniz.  esi