Allah'dan, Yaradanımız'dan, bütün mahlukatın Rabbisinden, bizlere birtakım şeyleri anlamayı nasip etmesini diliyoruz.
Ben buraya 40 tane eşek de getirip koysam, anlattıklarımızı dinlerler fakat birşey anlamazlar. Sakın o eşekler gibi olmayın.
O eşekler de işitirler, duyarlar fakat birşey anlamazlar. Ne faydası var?
Eşek oldukları için sevinsinler mi yoksa…?
Evet, efendim. Dinleyin ve anlamaya çalışın.
Şanı Yüce olan Allah (CC) Peygamberleri niçin göndermiştir?
İnsanları uyandırıp anlasınlar, diye göndermiştir.
Ve bizler: "Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillahirrahmânirrahîm"
diyoruz. Şeytan'dan kaçınız, çünkü Şeytan hırsız gibidir. Dükkanı
açacağın vakti bekler, sonra içeriye girip birşeyler alıp oradan kaçıp
kaybolur. Ve bunun için, senin Allah Subhanehu ve Teala'ya doğru koşman
lazım. Korunmak için Allah'a doğru koşmalısın. Her zaman korunmak için
dua ediniz.
Ve bunun için: "Eûzubillahimineşşeytânirracim" deyiniz, çünkü o
zaman sen hem burası için hem de ahiret için hem bir sığınak hem de bir
korunma talep etmiş olursun.
Ey insanlar!.. İslam en iyisidir.
Meded Ya Sultanul-Evliya.
Meded Ya Ricalallah.
Ey insanlar!.. İslam en iyisidir.
O kadar açık ve net'tir. Ama gayrı-müslimler o kadar hileler
yapmaktadırlar ki… Onlar tüm dünyada İslam'ı yıkmak için çabalıyor ve
"İslam iyi değildir" diyorlar. " İslam hayatımız için iyi değildir.
İslam, hayatımızı istediğimiz gibi sürdürmemizi kısıtlamaktadır. Ve biz
hem kendimizin hem de herkesin özgürce yaşamasını istiyoruz"derler.
Oysa onlar kezzabdır; yalancılardır. Çünkü onlar diğer dünya
insanları için değil, sadece kendileri için özgürlüğü istiyorlar. Ama
Şeytan onlara şöyle söyletiyor: "Her arzumuzu istediğimiz gibi yapmak
için özgürlüğe ihtiyacımız vardır…"
Eeeh, sen her istediğini istediğin gibi yaparsan, başkası da
isteğini kendi istediği gibi yaparsa, o zaman istikrar nasıl olacak?
Herkes her istediğini yapacak olsa nasıl düzen olur veya barış nasıl
sağlanabilir? Herkes kendi kafasına göre hareket ederse bu nasıl mümkün
olabilir? Mümkün değildir. Ama Şeytan, onların "Hayır" demelerini
sağlıyor; bu yüzden onlar diyor ki: "İslam iyi değildir".
Ben de soruyorum onlara: "Neden?"
"Çünkü bizi özgürlüğümüzden men ediyor".
"Sen yeryüzünden kanunsuz bir ülke hiç gördün mü? Kuralsız bir ülke?.. Hiç nizamsız olarak yönetilen bir ülke gördünüz mü?"
"Hayır".
Yine sormak lazım: "Neden İslam'ın sana sonsuz bir özgürlük
vermesini istiyorsun? Herşeyi istediğin gibi rahatça yapabilmek için
mi?" O ne yani?..
Ama onlar hâlâ İslam'ı kötü göstermek için uğraşırlar.
Oysa ki tüm insanlık için İslam en iyisidir!
Ve o gayrı-müslimler İslam'ı nice şeylerle suçluyorlar. Ama onlar
yalancılardır ve dürüst de değillerdir. Onlar Şeytan'ın
ajanslarıdırlar. Yine de, Amerika'da veya Avrupa'da ; Rusya'da veya
Hindistan'da veyahut Japonya'da İslam'ı araştırmak için yeni merkezler
açtıklarını duyuyorum. Araştırma yapıyorlarmış. Hristiyanlar İslam
hakkında sorular sorup iddialarda bulunurlar: "Şudur da, budur da…"
diye. Yahudiler de soru sorup iddialarda bulunurlar: "Şudur da, budur
da…" diye.
Fakat İslam “gökyüzünde bir güneş” gibidir.
Onların İslam’ı kötülemek için ortaya attıkları herşey, geri onlara
dönüyor; dönüp tekrar üzerlerine geliyor ve başlarına düşüyor. Çünkü
onlar İslam’ı kötülemek için temiz şeyler atmaz; daima İslam'ı
lekelemek için iftiralar atarlar. Ama asla “Gökyüzündeki Güneş”e
erişemezler. Bu yüzden, her kim ki İslam'a karşı savaşıp ona
saldırırsa, en sonunda kendi attıkları pisliğin içine düşüp altında
kalacaktır.
İslam, gökyüzünün en parlayan yıldızıdır; güneşidir!...
Hiç kimse o İslam'da herhangi bir eksiklik bulamaz. Onların aslında
çabaladıkları budur; İslam’ı hatalı göstermektir. Bana yakın zamanda
haber ulaştırıldı ki Amerika'da olsun ve diğer ülkelerde olsun
bulundukları iddia şudur: "Biz Hristiyanlığın savunucularız… Eeh, sen
de git ve kendi inancını İslam’ı savun!.."
Ama ne yazık ki bugün bütün İslam Dünyası ayaklanıp da: "Bizler
hakikatın savunucularıyız" demezler. Onlar, İslam'ı devre dışı
bırakıyorlar. Bütün Müslüman milletler, Müslüman topluluklar olsun,
Müslüman hükümetler olsun hepsi İslam'ı dışlamıştır.
İslam'ı dışlayıp Hristiyanlığın veyahut Yahudiliğin
sahtekârlıklarını ülkelerine; toplumlarına getiriyorlar. Fakat asla,
bütün bunların İslam'a negatif tesiri olmaz. İslam'ın hakikatlarına
asla tesir edemezler. Haa, onlar o kadar ahmaklardır, *****dırlar ve
akılsızlardır.
Bazı Peygamberlerden bahsederler. Adem'den başlayıp tâ
Hatemennebiyyin (Peygamberlerin Mührü) Muhammed Mustafa s.a.v.’e kadar
ki Peygamberlerden bahsederler. Peygamberler Tarihindekini ve kendi
kitaplarındaki hikayeleri anlatıp: "Biz eski Ahit'e ve yeni Ahit'e
inanıyoruz, onlarda geçmiş Peygamberlerden bahsetmektedir" diyorlar.
Ben de onlara diyorum ki: "Deliliniz nedir? Birkaç tane
Peygamberin sadece ismini duyduğunuz için Kutsal Kitaplarınıza
yazmışsınız". Delilleri nedir? Onların şahidleri kimdir?.
Bu tür insanlara o Peygamberler hakkında şu kadarını söyleriz:
Onlar aynı derinliğin içindeki zayıf ışıklar gibidir. Ortaya o kadar
çok şey atarlar ki: "Biz bakıyoruz ve oooh baktığımızda şu Peygamberi,
bu Peygamberi görüyoruz" derler. Ve dolunay olduğunda "Birşey yok,
hayır" derler. Bunların zihniyeti bu mudur?
O kadar çok Peygamberleri kabul ediyorsunuz, İbrahim a.s., İsmail
a.s. İshak a.s. … Eski Ahit'te ve yeni Ahit'te o kadar çok Peygamberin
adı yazılmıştır ki, kendileri bile artık isimlerini bilmezler. Kendi
kendilerine konuşurlar ve kendilerine onca vaaz verirler.
Ne derler aynı şu şeye benzer, hani omuzunda TV için bir alet
(videokamera) taşır ya: Kameraman. İnsanlara kendilerini İshak(as)'a
bağlıymış gibi gösterirler veya isimlerini bile hiç duymadıkları
şahıslara bağlıymış gibi tanıtırlar. Gelip röportaj yaparlar. Önce Hz.
İsa (a.s.) ile röportaj yapmış olurlar. Hz. İsa ile röportaj… Ve İsa
hakkında nice hikayeler uydurmuşlardır. O kadar çok kitapları vardır
ki… Nereden duyup, yazdınız? Bu tür yazdığınzı şeylerin şahidi kimdir?
Fakat onların yaptıkları, kitaplarında yazılan şeyler, demin de
söylediğimiz gibi, bir kameramanın röportajına benzer: Kameraman gider,
etrafta duyduklarını sorup soruşturur ve çevredekilerden cevaplar alır.
Sonra da kalkıp: "Gerçekler şunlardır" der.
Hatemennebiyyin (Peygamberlerin Mührü) s.a.v.’e gelince: O en azından Göklerde ışıldayan en parlak yıldızdır.
Kalkıp O'nun (s.a.v.) hakkında: "Aman!.. O birşey değildir. O bir
uydurmadır" derler. Sen anladın mı bunu? Diyorlar ki: "O hakikat
değildir. O sadece bir gölgedir ve madem gölge ise, demek ki hakiki
olan birşey değildir". Halbuki, binlerce sene öncesinde yaşamışlar
(diğer Peygamberler) için "Şu gerçektir, bu gerçektir, bunlar
hakikatlardır" derler.
Bu nedir?
Ve bu yüzden bütün milletler inandıkları ile aşağı düşeceklerdir; düşe düşe batacaklardır.
Ve Göklerde, evrenin içinde sönmeyen tek yıldız Hz. Muhammed (s.a.v.) olacaktır.
Ey Gayrı-müslim insanlar,
Ey İslam’a İnanmayanlar…
Sizlere soruyorum: "Kaç tane Krallıklar ve İmparatorluklar gelip
geçmiştir? Ki hepsinin isimleri tarihlerinde ve menkıbelerinde
kaydedilmiştir. Şimdi bir tanesinin ismi biliniyor mu?"
Hiç birinin adını biliyor musunuz? O kadar büyük İmparatorluk gelip geçti, haberiniz var mı?
(Pers imparatoru) Darius'un dışında. O (İranlı mürid) bilir… Ve Büyük İskender'den başka…
Ve kendilerince malumdur ki onların sülaleleri geçmiş kralların soyundandır.
Ama hiç duydunuz mu, “Bir İnsan” (s.a.v.) hiç tanınmamış bir çölde
dünyaya gelsin ve doğduğu tarihte babası çoktan dünyadan göç ettiği
için yetim olarak dünyaya gelmiş olsun. Ve 5-6 yaşlarındayken annesi de
vefat edip dünyadan gitmiş olsun. Sonra kocaman bir çölde yaşayıp hiç
bir eğitim görmeden, üniversite, kolej veyahut yüksek okul şöyle
dursun, hiç bir okul olmayan yerde ortaya çıkıp insanları
yetiştirebilsin. İşte O (s.a.v.) öyle bir yerde doğup büyüyüp
yetişmiştir.
Sonra şu ahmak insanlar Big-Bang (Büyük Patlama) ile tekrar “Yeni
bir Evren Başlangıcı”nı denemek istiyorlar. Aşağıya devrilip yere
düşer. Big-Bang’i yeniden yapmaya çalışıyorlar. Ama yapamazlar.
Big-Bang dedikleri bir uydurmadır; hâyâl dünyalarından bir uydurma.
Ama kalkıp Big-Bang (Büyük Patlama) O Çocuk (s.a.v.) ile başladı" diyemiyorlar.
Big-Bang (Büyük Patlama) O (s.a.v.)’ dir. O müthiş olay gerçekleşti. O patlama O’nun Nuru idi. Göklerden gelen bir Nur.
Eğer O’nda Nur olmasaydı nereden öğrenecekti veyahut o devirde
kocaman çölün içinde nasıl öğrenecekti? Kim ayağa kalkıp da: "La ilahe
İllallah, Muhammeden Rasulullah" diyebilirdi? Şu anda ayağa kalkıyorsak
bu O’nun hürmetinden dolayıdır.
Kimin emri ile bugün 2 milyar Müslüman oruç tutuyor? Başka hangi emir asırlardır, binlerce yıldır devam ediyor?
İşte fakat, Avrupa bitmiştir. Ancak onlar çok kıskançlardır; itiraz ederler: "Hayır!.."
Ama Hz. İsa gelecek ve şöyle diyecek: "Sen (s.a.v.) Rabbimizin
Halifesi'sin. Sen (s.a.v.) Rabbimizin Elçisi'sin". "Ve Sen (s.a.v.)
Rabbimizin Vekili'sin"…
Hz. İsa gelecek ve bunları diyecek! Söylemesi lazımdır.
Ama kıskançlar hâlâ "Hayır…" derler.
Haydi herhangi birisi kalksın da O’nun (s.a.v.) yaptığının benzeri
bir şey ile gelsin, ya; başka kim kalkıp böyle bir gücü
gösterebilecekmiş?!!
Issız bir çölün içinden bir Çocuk (s.a.v.)...
Bu zamanın insanların, dünya sakinlerinin, aklı kalmadı. Onlar bu noktayı düşünmüyorlar.
Neden insanlar oruç tutarlar? Milyarca insan. Ve onlar yemeklerini
yiyebilmek için saatin dolmasını, iftar vaktini beklerler. Onlar kimin
emriyle saygı göstererek vaktin dolmasını gözlerler?!!
Allahu Ekber!.. Allahu Ekber!... Allahu Ekber!...
Akıl kalmamıştır. İnsanlar bitmişlerdir.
Hâlâ İslam'ın kırığını bulmak için nice merkezler açarlar. İslam'da hata aramayın boşuna !...
İslam parlayan ay gibidir, veyahut ışıldayan yıldız gibidir, ya da
gökyüzünde parıldayan güneş gibidir. Neden mi? Şu anda Dünya'da
ardından milyarlarca insanı sürükleyen kim vardır? O'nun (s.a.v.)
talimatı vardır: "Ey insanlar, Oruç tutup namaz kılmalısınız!"
Bu zamanın insanı sarhoş olmuştur. Akılları yokmuş gibi hareket ederler. Ama hiç birşey yapamıyorlar.
Bu Mübarek Ay'da, Ramazan-ı şerif’te birkaç merkezlerin müslümanlara İslam hakkında birtakım soru sordukları kulağıma geldi.
La havle vela kuvvete illa Billah...
Eğer ki ben: "Sor" diye söylesem, eşek bile o insanların anlayamayacağını anlar.
Allah bizleri affetsin.
İslam'ı tutunuz.
Hem buradaki ve hem de ahiretteki geleceğiniz için.
Ve Cennetin anahtarını isteyiniz...
Her inanan Peygamberlere iman etsin. Peygamberler bugün yaşasalardı
onlara şöyle buyururlardı: "Ey Ümmetim, Cennetin anahtarı
Hatemennebiyyin (Peygamberlerin Mührü) olanın (s.a.v.) elindedir". Ve
biz de aynısını diyoruz.
Bizler "La ilahe İllallah. Muhammedün Rasulullah", (s.a.v.) diyoruz.
İşte budur anahtar; buna inanın ve içeri giriniz. İslam'ı tutmazsanız düşersiniz.
Ve zaman bitmiştir. Çünkü insanlar inanmamakta ısrar ediyorlar. Ve
bunun için Yüce Rabbimiz onları burada da cezalandırıyor. Onlar kendi
aralarında birbirlerini öldürüyorlar. Ölü makinesine dizip
öldürüyorlar. Onlar kendi aralarında kendilerini cezalandırıyorlar,
aynı İsrail oğulları gibi. Onlar Allah'ı terk edip, gidip “buzağı”ya
taptılar. Allah onları kendileriyle cezalandırdı.
Şimdi tüm inanmayan insanlık için bir büyük ceza gelmektedir. Çünkü Hakikat'tan kaçıyorlar.
Hatemennebiyyin (Peygamberlerin Mührü) olan Hz. Muhammed'in (s.a.v.) ümmetinden olmaktan kaçıyorlar.
Onlar hem dünyada hem de ahirette hakikatı yaşamak için özen göstermiyorlar. Onların cezalandırılması lazımdır.
İslam'ı tutunuz. Eğer burada hürriyet içinde yaşamak istiyorsanız
ve ebedi “İlahi Huzur”a erişmek istiyorsanız. "La ilahe illallah
Seyyidina Muhammedün Resulullah (s.a.v)" diyenlere ebedi hayat vardır.
Ey insanlar, sizi zorlayacağını bilmesem Peygamberlerin Mührü'nün
hürmetine her defasında ismi anıldığında ayağa kalkacağım, sizi de
ayağa kaldıracağım
(Hz. Şeyh ayağa kalkıyor; cemaat de…)
Allah Subhanehu ve Teala O’na daha çok kuvvet, daha çok Nur ve daha da çok Şeref versin.
Ve O’nun Şânı, Peygamberlerin Mührü'nün Şânı, Rabb’inden gelmektedir.
Ve diğer Peygamberlere verilmiş olan Şân ve Şeref, Hz. Muhammed (s.a.v.)'ın “Şeref Deryaları”ndan verilmiştir.
Sallallahu ala Muhammed Sallallahu aleyhi ve Sellim…
Sallallahu ala Muhammed Sallallahu aleyhi ve Sellim…
Sallallahu ala Muhammed Sallallahu aleyhi ve Sellim…
Ya Rasullallah s.a.v. sizin hürmetinize, ortalığı tedbir edecek “Sultan”ı, Şeytan’ın saltanatını yıkacak “Sultan”ı bekliyoruz.