hakkani19


    1429  Ramazan  Bayramı  Sohbeti


  

 

 

 

 

 

 

 

 Lefke Asitanesinden Bayram Sabahı



http://www.vimeo.com/1857450


 


 

Ricâl-i Dağıstaniyye denildiğinde Altın Silsile'nin Mevlâna Halid-i Bağdadi k.s. den sonra bugüne kadar ulaşan şu halkaları akla gelmelidir:
  1. İsmail eş-Şirvani,
  2. Has Muhammed eş-Şirvani,
  3. Muhammed Efendi el-Yereği,
  4. Cemaleddin el-Gazikumuki ,
  5. Ebu Ahmed es-Suğuri,
  6. Ebu Muhammed el-Medeni,
  7. Şerafeddin ed-Dağıstani,
  8. Abdullah ed-Dağıstani,
  9. Muhammed Nazım Adil el-Haqqani...

 

 

 

 

 

Ramazan Bayramı Sohbeti

İnsanların tutacağı en şerefli din: İslam dinidir

1 Şevval 1429 / 30 Eylül 2008

Ramazan Bayramı



Mevlana Şeyh Muhammed Nazım el-Hakkani

Lefke, KKTC 
 
 
 Eûzübillahimineşşeytanirracim,

Bismillahirrahmanirrahim,

Elhamdülillahi Rabbil alemîn…

Esselamu aleykum,

Allahu ekber, Allahu ekber, la ilaha illAllahu vAllahu ekber, Allahu ekber ve Lillahil hamd..

Esselamu aleykum ve rahmetullahu ve berekatuhu…

Eid Mübarek!

( Bayram mübarek olsun...)


Tövbe estağfirullah el azim…
Eşhedü en Lailahe illAllah ve Eşhedü enne Muhammedün abduhu ve Rasulühu.
Estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah min külli zenbî ve ma'siyatî..
Şükr ya Rabbi, şükr ya Rabbi, şükr elhamdulillah!
Tövbe ya Rabbi, tövbe ya Rabbi, tövbe estağfirullah!

Eûzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim,

Türkler var burada, Türklere biraz Türkçe söyleyelim,
Türkçe anlayan müminlere hitap ettik, zararı yok; bizim Türkler tavşan gibi kaçıyor, gelmiyorlar.
Bayram namazında kapana tutulup da geliyorlar, onlara birkaç söz söyleyelim inşaAllah.

Cenab-ı Hak kullarına Kendisinin Hizmeti için lazım gelen usul ve kaideleri peygamberleriyle bildirmiştir.

Meded ya Sultanul evliya..

Dinimiz, (estaizubillah): "Allah'ın indinde makbul olan din, İslam dinidir, müslümanlıktır".

Müslümanlıktan ötede ne varsa makbul değildir, sahtedir..
Sahte paranın hükmü nedir? Sahte, efendim, dolar da basar, sahte Türk parası da basarlar, sahte Avrupa parası basar; sahte ile sahici olan iki parayı erbabı anlar; hemen bakar ve der ki: "Bu sahtedir".
Şimdi sahih olan din, geçerli olan din zaten Adem Peygamber (Aleyhissalatu vesselam)’dan itibaren zamanımıza kadar Cenab-ı Hakk’ın emri, müslümanlıktır, İslamiyet'tir. İnsanların tutacağı en şerefli din, İslam dinidir; en şerefli yol İslam dininin gösterdiği yoldur; onun dışına kim çıkarsa sopayı yer! Baş aşağı gider! Ayağa kalkamaz... İslamiyet geleli 1500 senedir 1500 sene, kim, kim getirdi? Nasıl bir kimse getirdi? Hangi memleketten getirdi?


Müslümanlık Mekke-i Mükerreme'den çıktı. Mekke-i Mukerreme neresidir? Çöllerin ortasıdır.

Çöllerin ortasında, orada nasıl çıktı? Mekke kavmi, Kureyş ismindeki bir kabile orada bulunuyordu.. Kabileler çok; Arabistan'ın içerisinde kabileler çok, lakin bu kabile Mekke-i Mukerreme'de hükmeden bir kabileydi ve bundan bir kimsenin yani ataları İbrahim peygambere kadar uzanan koldan Abdulmuttalib oğlu Seyyidina Abdullah Hazretlerinin sulbünden (Mevlana ayağa kalkar ve yanındakiler de) Efendimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem, Amine Hatun'dan dünyaya gelmiştir.

Essalatu vessalamu aleyke ya Seyyidena ya ResulAllah..
Essalatu vessalamu aleyke ya Seyyidina ya HabibAllah..
Essalatu vessalamu aleyke ya Seyyidina ya NebiAllah..

Getirdiğin haktır, sen de haksın Hak'tan gelmişsin, Hak'ka dönmüşsün, getirdiğin din de haktır, 1400 senedir bu din ayakta duruyor.

(Mevlana oturur…)

Yalnız, bizim kendi milletimizin, ki soyumuz Turan'dan gelir, Turan'dan oraya kadar İslam yetişip, orada bizim o şamanlara tapan kavmimiz, Turan kavmimiz, onlar İslamiyeti böyle kucakladılar, dediler ki: "İslam en temiz din, en temiz yoldur. Bize gösterdiği cennet yolu budur."

Kılıç kullanmadan doğrudan İslam ile şereflendi bizim atalarımız…

Ve, yalnız bizim atalarımızın kurduğu İslam Devletlerinin sayısı 40'tır. 1924'te hüviyetini kaldırmış son devlet; İslam hüviyetini kaldırmıştır. Oraya kadar, efendim, İslam hüviyeti üzerine devletlerimiz kurulmuştur ve cihana ün salmış; mağribi-maşrıki fethetmiştir.

Avrupa'nın göbeğine kadar gidip akınlarla kılıç sallamış ve ilahi tekbiri: "Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, la ilahe illAllahu, vAllahu ekber, Allahu ekber ve Lillahil hamd"; bu tekbiri …, bu tekbir-i dini, bu ilahi tekbiri ta Avrupa'nın göbeğinde getirip, bütün İslam olmayan alemlerin hepsini çökertmiştir…

Şerefimiz bu dereceye yetiştikten sonra maalesef teessüf ile söyleriz ki bugün bu milletimiz İslam'dan uzaklaşmıştır, İslam'a karşıdır; İslam'a karşı olduğu için Cenab-ı Hak da onları gözden düşürtmüştür,düşürmüştür, sıfır noktasında duruyoruz.

İster beğensin ister beğenmesin, görünen köy kılavuz istemez. Lakin her millet kendi diniyle iftihar eder, övünür:


Biz Müslümanız, biz mü'minleriz… Biz İslam dinine tabiyiz, başka yol tanımayız, başka yol tanıyan kimselerin halini görüyoruz. Her millet diniyle iftihar eder, biz de iftihar ederiz; İslam'ın karşısında duracak din yoktur, varsa gelsinler; en büyük Papa'ları gelsin, yahudininki gelsin, efendim, ne milletin, Hristiyan aleminin en kuvvetlileri gelsin, burada kül edeyim kendilerini, sıfır edeyim, sıfır olduklarını göstereyim, mağrible maşrık arasında…

Ben kendim zaten sıfırım, benim karşıma gelen sıfır olacak…
Onun için iftihar et: "Müslümanım" de, korkma!
Allah seni tutar; değilse şeytan tutar, şeytanın tuttuğunun işi bitmiştir!

Bunu söyleyeyim ben size.. Bir ay geçti.. mübarek Ramazan geçti…

Bu memleketin içerisinde bizim küçüklüğümüzde, biz eski çınara döndük, asırlığa doğru gidiyoruz, Allah hayırlı ömür verirse inşaAllah ilahi tevhidi mağrib-maşrık arasında yaymak için vazifem olacak, ümid ederim ; Cenab-ı Hak lutfedecektir. .
O zamanlarda Ramazan-i şerife hürmet ederlerdi bu Kıbrıslılar, bu Kıbrıs da müftüleri vardı, kadıları vardı, şeriat üzerine idareleri vardı; her kim ki Ramazan'a itibar etmezse, Ramazan'a hürmet göstermezse... Haddine miydi, efendim, bir tanesi sokakta sigara içsin, gündüz yemek yesin, çalgılar, çengilerle oynasın! Koloni hükümeti olduğu halde, sömürge derler, olduğu halde buranın hükümeti, buradaki müftünün emriyle derdi ki: "Müslüman olup da dışarıda…. yiyen bu mübarek aya hürmeti olmayanı içeri sokun"; kolluklar onu tutar, içeri sokardı ta bayram ertesine kadar içeride oturttururdu.

Bugün maalesef, Cenab-ı Hak bize bu asrı nasip eyledi lakin ne kerhaneleri, ne meyhaneleri, ne gazinoları, ne kahvehaneleri, ne aşhaneleri hiç birisi durmadan gece-gündüz Allah'a asi oldular!

Bir de diyoruz ki, "Yağmur yağmıyor!"; yağmur yağmadığına şükredin çünkü taş yağdırır, taş yağdırır senin başına; taş yağdırsa nereye kaçacaksın?
Gene içecek bir şey buluyorsun, yiyecek bir şey buluyorsun… Sular kesiliyor; sular kuruyor..

Allah'ı tanımayan bir kavmin başına gelecek çok işler vardır.. Bileceksin, dinini tutacaksın! Dinimiz bize şeref verdirdi. Dinimizle şeref kazandık, dinimiz sayesinde dünyanın mağribine maşrıkine hükmettik, bunu aklında tut!
Belki burada onu zaptedecek insan var, isterse bir tane olsun, isterse bin tane olsun; bizim söylediğimiz mesele tam yüzde yüz doğru olan meseledir, onun için siz hepiniz çocuklar gibisiniz bizim bildiğimizin yanında…

Binaenaleyh, size olan vasiyetimiz şimdi bir ay oruç -Allah muvaffak eyledi- tutan tuttu, okkamız mı eksildi? Paramız mı eksildi? Aklımız mı eksildi? Hasta mı olduk? Oruç tutup da mı öldük? Söylesinler! Bir ay… İşte geçti! Bir yıl olsa da gene geçer, bin yıl olsa gene geçer.. ve Cenab-ı Hak bize bir ay değil bin yıl oruç tut dese, "Ya Rabbi Senin Emrindir, tutarız”, deriz, diyeceksin!

Allah yanında itibarın artsın, değilse itibarın sıfırdır! Sıfırız amma Bir'in önünde durursak iş görürüz, Bir'in arkasında 0 olursa on para kıymetimiz yok.. Maalesef Bir'in bu tarafında kaldık, solunda kaldık, sağına geçemedik, sağına geçemeyince kıymetimiz kalmadı.

Bu bir.

Cenab-ı Hak bizi ıslah edecek, bizi hizaya getirecek, bizi doğru yoluna hidayet buyuracak bir kuvvet göndersin, bir sahib-i selahiyyet, sahib-i keramet, sahib-i saltanat göndersin ki hizaya soksun bizi; yoksa biz kendi kendimize hizaya giremiyoruz, illa dışarıdan kuvvet bekliyoruz; ümidimiz odur, buna dikkat et.

el-Fatiha.